26 Kasım 2012 Pazartesi

Bir delinin kaleminden....Mutluluk ve ben

Mutlusun,mutlular,mutluyuz reklamı gelir hep aklıma.İnsanlardan iç düşüncelerimi,karamsarlıklarımı,endişelerimi saklarım çünkü nezaman suyun yüzüne çıkarsam insanlar kullanmasınıçok iyi bildi.Birde klasik sevgi sözleri vardır sizi o an "sensiz ölürüm","sen olmasan yaşayamam" en büyük yalanlardır aslında bile bile kanarız ya da kanmak isteriz işte....Sırtımızı dayadığımızda bir dayanak,düştüğümüzde bir el isteriz sadece..Bende kandım yalanlara ve noldu? çat!ayrılık ve bende eski sevgililerimde yaşıyorlar hani ölürdük? hani nefes alamazdık? İşin gerçeği belki özlediğimdendir bu yalanları...Mutluluk ve ben başlık aslında bu bana sorular bir sorunun cevabı niteliğinde bir yazı soru şu:
Neden hiç bir şeyi ciddiye almıyorsun? ya da Niye ciddi bir insan değilsin?

Cevap çok basit....Aslında ciddi biriyim ama şöyle bir şey varki ne zaman ciddi olsam beynimde sorular dönmeye başlıyor...O da beni seviyormu?Beni unutmuşmudur?Özlediğimi söylesem geri dönermi?Acaba beni gerçekten sevdimi?....Gibi bu liste uzar gider buda beni gergin bir insan yapıyor.Nefret ederim gergin olmaktan ama etrafımda kimse yokken ve tek başımayken saatli bomba gibiyim.Bunun tek çözümü vardı bütün sorunları,dertleri falan yerin altına gömüp hayatın tüm gerçekleriyle dalga geçmek aslında bunu inkar olarakda algılayabilirsiniz.Hadi bir kilişe laf gelsin yoruldum yaşamaktan...Tabikide yaşamakdan vaz geçmem bukadar güzel şeyler varken ama insanlar.....İnsanlardan nefret ediyorum sebebini önceki yazımda anlatmıştım.Gelelim bana.....Evet dışardan baktığında mutluluk pınarı,neşe treni gibi pazarları yayınlanan aptal çocuk programları ismi gibi bir hayatım var ama içim....Asıl sorun orda işte kalp kırıldı bi'kere...Yalnız lafın gelişi bir kere ben bile sayamadım....Eskisi gibi cesaretli değilim itiraf ediyim korkağım bunu söylemekden çekinmem asla çünkü gerçeği saklayamazsın.Evet sakladığım şeyler var ama ben o sakladıklarıma set çektim ortaya çıkmasın diye her nekadar aklıma gelip gece uyutmasalar ya da kabus olarak sabahın 5'inde kaldırsalarda artık alıştım.Dertleri gizle dışarıya mutlu oyna...Açıkcası şuan yalnızken kendimi daha güvende hissediyorum kalbim ve duygularım....Yani özet olarak ağlayan palyançoyum.Benim gülüşlerimi çaldılar,benliğimi çaldılar geriye öfke,nefret ve intikam ateşi bıraktılar.Ama kalkıp intikam almadım çünkü hiç birini karşıma çıkabilcek kadar adam saymadım.Evet belki yalnız mutsuzum birini istiyorum ama öylesine korkuyorumki iki kelime yazmak sizin için tuşlara basmak kadar kolay ama bende.....


Bende işte o kadar basit değil belki filmlere özeniyorum öylesine bir aşk olmuycak biliyorum ama ben hayallerimle varım onlarda olmazsada ölü bir adamım.Aşık olmak....Aşk....Sevgi...Hıh....Bana uzak bir şey niye biri çıkıp "seni seviyorum ayı anla artık şunu"demiyorki?Ah bir dese...Ona bir güvensem....Bir daha mutsuzluk,umutsuzluk,yalnızlık çalamaz kapımı.İşte bu canlı eşini bekler durur yalnızlar rıhtımında İsmail abi misali hiç gelmeyecek bir gemiyi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder